2 Kasım 2009 Pazartesi

için yaptığın eyleme neden bardan adam topladın?

Danıştay davası ile birleştirilen birinci Ergenekon davasında Danıştay tetikçisi Alparslan Arslan'ın çapraz sorgusu tamamlandı. Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, üç gün boyunca kritik sorularla örneğine az rastlanan bir sorguya imza attı.



Din için yaptığın eyleme neden bardan adam topladın?

Savcılar ve hâkimler, Danıştay saldırısı ile Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması eylemlerini aydınlatmak için Ankara'daki yargılamada sorulmayan onlarca soruyu Arslan'a yöneltti. Buna karşılık "Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombaları Arslan'a vermek" gibi ağır suçlamalara maruz kalan Veli Küçük, Muzaffer Tekin ve Oktay Yıldırım tek bir soru bile yöneltmedi. Halbuki, 20 Ekim 2008'den beri 80'in üzerinde sanık sorgulandı. Her sanık kendisiyle ilgili meselelerde savunma yapan sanığa mutlaka soru yöneltip itiraz etti. Hatta, Veli Küçük, Arslan'ın daha önce yalanladığı bombaları Süleyman Esen'den aldığı iddiasına yeniden sarılmasından "Benim bir bağlantım olmadığı teyit edildi." çıkarımını yaptı.

Arslan, soruları "edep, hal, Allah" gibi dinî kavramlarla geçiştirmeye çalıştı. Ne var ki, 3 günlük sorgunun özü, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün "Din için yaptığın eyleme neden bardan adam topladın?" sorusu ile Alparslan Arslan'ın buna verdiği tepkide gizliydi. Arslan'ın sorgusu sırasında özellikle eylemin Danıştay sanıkları Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır, Tekin Irşi ile birlikte yapıp yapmadığı tespit edilmeye çalışıldı. Daha önceki sorgularında suikastı yalnız yaptığını savunan Arslan, uzun süren sorguda bu dört sanıkla Ankara'ya Danıştay başkanını öldürmek için gittiğini kabul etti.

Bu şekilde bu sanıklar arasındaki örgütsel bağ ispat edilmeye çalışıldı. Mahkeme, ikinci olarak Veli Küçük, Muzaffer Tekin ve Oktay Yıldırım tarafından Cumhuriyet'e atılan bombaların Osman Yıldırım'a İstanbul'da Ataşehir'de bir villada verildiği iddiasını sorguladı. Arslan, burada isim vermedi. Bombaları Süleyman Esen'den aldığını öne sürdü.

Ancak Mahkeme Başkanı Şengün, Arslan'a "Üsküdar'daki evinde bombaları saklarken neden bunları Osman Yıldırım'a vermek için Ataşehir için sözleştiği"ni sordu. Arslan "Havadar bir yer olduğu için" cevabını verince Şengün, "O zaman Çamlıca'da buluşsaydınız?" diyerek bu savunmaya inanmadığını gösterdi.

Mahkemenin üzerinde durduğu bir diğer konu, Danıştay 2. Dairesi üyelerine saldırı talimatının kimden alındığı oldu. Bu bölümde Arslan'ın Danıştay'ın başörtüsü kararının içeriğini bilmediği ve karardan da 6 ay sonra haberi olduğu ortaya çıktı. Vakit'in haberini bile, yayınlandığı şubat ayından 2 ay sonra gören Arslan'ın bir anda tahrik olup Danıştay'a saldırmadığı da anlaşıldı. Yine Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan karikatürü Danıştay 2. Dairesi'nin başörtüsü kararından aylar sonra yayınlandığı halde, Arslan'ın süreci tersten işletip önce Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atması da nazarlara verildi.



Arslan, bu yöndeki sorulara net bir cevap veremedi.

15 saati aşan sorguda, beklendiği gibi Arslan, Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombaları kimden aldığı ile Danıştay suikastı talimatını kimin verdiğini söylemedi. Ancak ifadelerdeki çelişkiler, sanığın din konusundaki bilgisizliği ve sorulara cevap veremeyince kutsallara küfretmesi, eylemleri başörtüsü ve din için yapmadığını gözler önüne serdi.

İşte Danıştay tetikçisini çıldırtan diyaloglar

Arslan, üç günlük sorgusunda sorulara bazen gülerek cevap verdi bazen de başını masanın altına sakladı. Ankara'daki mahkemede sorulmayan kritik soruları alakasız cevaplarla geçiştirmeye çalışırken, savcı ve mahkeme başkanının sıkıştırması karşısında çılgına döndü. Arslan'ın kendisini kaybettiği diyaloglar şöyle:

Babası İdris Arslan: (Arslan, 12 Eylül'deki cezaevi şartlarını eleştirince izleyici sıralarından bağırdı.) Sana mı kaldı oğlum? Dört yıldır yok olduk oğlum.

Alparslan Arslan: Ben Allah'ın fedaisiyim lan.. (Küfrederek) Seninle mi uğraşacağım?

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün: Kur'an'da insan öldürmek en büyük suç deniyor?

Arslan: Mealinde böyle bir şey yok, ben Arapça okurum, ama Arapçayı da anlamam.

Hüseyin Görüm: ((Sanık kürsüsünden Arslan'a tepki gösterdi.) Fetva veriyorsun, fetva veremezsin.

Arslan: Asın beni, öldürün beni, zulmetmeyin, dayanamıyorum!.. (Burada kendisini kaybeden saldırgan, kutsallara küfrederek tekmeyle sanık kürsüsünü devirdi.)

Mahkeme Başkanı Şengün: Bağırma! Müslüman olan böyle mi yapar?

İdris Arslan: Başkan bey özür dilerim, 4 gündür beni konuşturmuyorsunuz.

Alparslan Arslan: ... Çakal. Ne konuşacaksın, senin evlatlığını...

Yıldırım'ın avukatı Murat Eken: Madem din için Danıştay'a saldırdın, neden delikanlı gibi teslim olmadın?

Alparslan Arslan: Ne delikanlısı ulan, Müslüman'ım ben. Sen git avukatlığını yap. Pislik herif, defol git.

Büşra Erdal / Zaman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder